Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Anasayfa Sağlık Rehberi Kronik Böbrek Hastalığı Gelişimi Önlenebilir mi?
Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Kronik Böbrek Hastalığı Gelişimi Önlenebilir mi?
Doç. Dr. Salih İNAL
Silivri Anadolu Hastanesi
NEFROLOJİ
Anadolu Hastaneleri Anadolu Hastaneleri Anadolu Hastaneleri Anadolu Hastaneleri

KRONİK BÖBREK HASTALIĞI GELİŞİMİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Bilindiği üzere böbreklerin temel işlevi, içinden geçen kanı filtreleyerek zararlı maddeleri vücuttan atmak ve kanı bu toksik maddelerden temizlemektir. Bunun dışında böbrekler vücudun su seviyesini dengeler, kan üretiminde rol oynar, kan basıncını düzenlerler. Aynı zamanda D vitamini üretiminden ve kemik döngüsünden de sorumludurlar.

Böbrekler yetersiz kalmaya başladığında sözü edilen görevleri tam anlamıyla yerine getirmediğinden, vücut su toplamaya başlar ve idrarla atılamayan atık ürünler kanda birikmeye başlar. Tedavi edilmediği takdirde bu durum hayatı tehdit edebilecek seviyede ağır böbrek yetmezliği tablosuna yol açabilir. Böbrek yetmezliği bir anda ortaya çıkabileceği gibi, yıllar içerisinde gelişen kronik bir problem olarak da ortaya çıkabilir. Altta yatan neden bağlı olarak gün geçtikçe ilerleyen böbreklerin fonksiyon kaybı sonunda böbrekleri tamamen çalışamaz hale getirebilir.

KİMLERDE BÖBREK HASTALIĞI RİSKİ DAHA YÜKSEKTİR?

Böbrek hastalığı olasılığını artırdığı bilinen bazı risk faktörleri şöyle sıralanabilir:

  • Şeker hastalığı
  • Yüksek kan basıncı
  • Ailede böbrek hastalığı öyküsü varlığı
  • İlerleyen yaş
  • Obezite – aşırı kilolu olmak
  • Sigara alışkanlığı

KRONİK BÖBREK HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Erken evrelerde genellikle sessiz seyreder ve hiçbir belirti ya da bulgu vermeyebilir. Belirtiler daha çok yetmezliğin ileri evrelerinde ortaya çıkmaktadır ve ilginç olan yanı, her hastada aynı şekilde ortaya çıkmayabilir. Başlıca belirtileri arasında şunlar sayılabilir:

  • Yorgunluk, halsizlik ve çabuk yorulma
  • Bulantı, kusma ve iştahsızlık
  • Vücudun fazla suyu atamamasına bağlı olarak ayaklarda-bacaklarda şişlik ve özellikle sabahları olan göz çevresinde şişlik
  • Uyku problemleri, dikkat eksikliği
  • İdrar miktarında değişiklik-azalma ve özellikle geceleri sık idrara çıkma
  • İnatçı - geçmeyen kaşıntı ve ciltte kuruluk
  • Göğüs ağrısı (kalp zarları arasında sıvı birikmesi durumunda)
  • Nefes darlığı (akciğerlerde sıvı birikmesi durumunda)
  • Kan basıncı yüksekliği, baş ağrısı
  • Erkeklerde ereksiyon sorunları, kadınlarda yumurtlama problemleri

KRONİK BÖBREK HASTALARINDA BESLENME ÖNERİLERİ

Böbrek yetmezliği olan hasalarımızın hepsi için geçerli bir diyet önerisinden söz edilemez. Beslenme önerileri genellikle böbrek hastalığının evresine ve hastanın bireysel tıbbi durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Ancak genel olarak sodyum, potasyum ve fosfor alımının sınırlanması önerilebilir. Bu öneride de bireysel farklılıklar olabileceği akılda tutulmalıdır.

Sodyum derken bilindiği üzere tuzu ve tuzlu ürünleri kastediyoruz. Mümkün mertebe hastalarımızın sofralarında tuzluk bulundurmamasını ve yemeklere pişerken eklenen tuz ile yetinmelerini öneriyoruz. Potasyum kısıtlamasından kastımız taze meyve ve sebzelerin tüketiminin sınırlanmasıdır. Özellikle sarı kabuklu meyve ve sebzelerin potasyum açısından oldukça zengin olduğu unutulmamalıdır. Fosfor kısıtlamasında tüketimine dikkat edilmesi gereken gıda ürünlerinin başında paketli gıdalar ve konserve ürünler gelmektedir. Raf ömrünün uzatılması amacı ile bu tür gıda ürünlerinde inorganik fosfor kullanıldığı unutulmamalıdır. Ayrıca deniz ürünleri, özellikle yağlı peynirler başta olmak üzere süt ürünleri, kuruyemişler ve yumurta sarısı bu kapsamda tüketimi sınırlı olması gereken gıda öğeleri arasında sayılabilir. Protein tüketiminde aşırılıktan kaçınılması da erken evre ve orta düzey böbrek hastalığı olan bireyler için önerilmektedir. İçilmesi önerilen su miktarı yetmezliğin evresine ve hastada eş zamanlı kalp yetmezliği olup olmamasına göre değişmektedir. Erken dönemlerde bol su içilmesi önerilirken, ileri evrelerde ve kalp yetmezliği varlığından sıvı alımı kısıtlanmaktadır. Başında da ifade ettiğimiz gibi, diyet konusu mutlaka bireyselleştirilmeli ve her hasta bu konuda kendi nefroloğuna danışmalıdır.

Diyabet yani şeker hastalığı, tüm dünyada ve ülkemizde böbrek yetmezliğinin en yaygın nedenidir ve diyabetin neden olduğu böbrek hasarı geri döndürülemez. Ancak kan şekeri ve tansiyonu yönetmek böbreklerde oluşan hasarı azaltmaya yardımcı olabilir. Bunun için reçete edilen ilaçları düzenli olarak kullanmak da çok önemlidir.

Alkol tüketimi böbrekleri olduğundan daha fazla çalışmaya zorlar. Ayrıca bira ve şarap gibi içkilerde çok miktarda fosfor bulunduğu unutulmamalıdır. Erken evre böbrek yetmezliğinde alkol alımının sınırlanması yeterli görülürken, daha ileri evre hastalıkta alkollü içkilerin diyetten tamamen çıkarılması yerinde olacaktır.

BÖBREK YETMEZLİĞİ YAŞAMAMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

  • İlaç kullanımında dikkatli olunması gerekir. En başta günlük hayatta sıkça kullanılan ağrı kesicilerin böbrek hasarlarına yol açabildiği unutulmamalıdır.
  • Böbrek yetmezliği hastası hangi sebeple olursa olsun bir sağlık kuruluşuna başvurduğunda, mutlaka böbrek hastası olduğu konusunda kendini muayene eden hekimi uyarmalıdır. Böylelikle tetkik veya tedavi süreçlerinde böbreğe zarar verebilecek unsurlardan kaçınılması sağlanmalıdır.
  • Kilo kontrolünün sağlanması böbrek sağlığı bakımından oldukça önemlidir. Obezite böbrek sağlığını olumsuz etkilemesinin yanında şeker hastalığına da zemin hazırlamakta veya var olan şeker hastalığını kötüleştirmektedir.  Günlük fiziksel aktivitelerin ihmal edilmemesi kilo kontrolünde en önemli unsurdur.
  • Sigara ve diğer tütün ürünleri böbreklere zarar verebileceği gibi, var olan böbrek hasarını da artırmaktadır. Bu nedenle kesinlikle bırakılmalıdır.
  • Böbrek yetmezliğini tetikleyebilecek diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların kontrol altına alınması gerekmektedir.
  • Özellikle orta yaş üstü erkekler için prostat hastalıkları ve tüm hastalar için böbrek taşı varlığında üroloji uzmanına başvurularak uygun tedavi ile böbreklerin zarar görmesinin önüne geçilmelidir.
  • İdrar yolu enfeksiyonları zaman kaybedilmeden tedavi edilmelidir.
  • Günlük su ve tuz tüketimine dikkat edilmeli, takip eden Nefroloji uzmanımızın önerileri doğrultusunda diyet alışkanlıkları düzenlenmelidir.

KRONİK BÖBREK HASTALIĞINDA TEDAVİ

Böbreklerde oluşan hasar genellikle kalıcıdır. Bu hasar tamamen düzeltilemese bile, yetmezliğe neden olan altta yatan sorunlar kontrol altına alarak, böbrek yetmezliği gelişimini yavaşlatmak mümkündür. Ayrıca böbrek yetmezliği sürecinde yaşanan komplikasyonlara yani ilave sorulara yönelik de tedaviler de planlanmalıdır.

  • Kan basıncı kontrolü:  Hastalarımızın önemli bir kısmında kontrol altına alınmada zorlanılan yüksek tansiyon sorunu bulunmaktadır. Böbrek fonksiyonlarını korumak için yüksek tansiyona yönelik ilaç tedavisi düzenlenmelidir. Tansiyon ilaçları başlarda böbrek fonksiyonlarını azaltabildiği için kontrollerin aksatılmaması gerekmektedir.
  • Anemi ilaçları: Kansızlığın yaşandığı durumlarda anemi ilaçları (demir tedavileri, vitamin destekleri ve kan yapıcı iğneler gibi) kullanılabilir.
  • Sıvı birikmesine yönelik tedaviler: Yukarıda bahsedildiği gibi kişilerin vücudunda sıvı birikmeleri yaşanabilir. Tedavi sürecinde bu durumu engelleyici idrar söktürücü ilaçlar kullanılmaktadır.
  • Kolesterol seviyesinin kontrolü: Kan kolesterolünde ciddi yükseklikler olması durumunda, bazı hastalarda kolesterol düşürücü ilaçlar kullanılabilmektedir.

Son dönem böbrek yetmezliği geliştiğinde, şimdiye kadar sözünü ettiğimiz koruyucu önlemler ve tedavi önerileri yeterli olamamakta ve böbreklerin görevlerini büyük oranda yerine getirmeye çalışan diyaliz tedavileri (hemodiyaliz ve perton diyalizi) ve böbrek nakli kaçınılmaz olmaktadır.

Diğer Yazılar