Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Anadolu Hastaneleri
Anasayfa Bölümlerimiz GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ

Girişimsel Radyoloji

Girişimsel Radyoloji, tıpta pek çok alanda tanı ve tedavi amacıyla uygulanan teknikleri içeren radyolojinin bir alanıdır. Hastaya genellikle lokal anestezi uygulanarak; çok küçük yollarla (iğne deliği küçüklüğünde) vücuda girilerek gerçekleştirilen tanı ve tedavi yöntemlerini içeren girişimsel radyoloji, hastalıkların eskiye oranla çok daha basit müdahalelerle, açık operasyonlar ve teşhis amaçlı cerrahi uygulamalara gerek kalmaksızın tedavi edilebilmesini ve hastalık hakkında daha net bilgi elde edilmesini sağlar. Tanı ve tedavide anjiyografi, ultrason ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri en sık kullanılan girişimsel radyoloji uygulamalarıdır. Girişimsel Radyoloji branşında uzmanlaşmış hekimler tarafından, kalp damarı dışında anjiyo ile yapılan tüm damar tedavilerinde (tıkanma, balonlaşma, kanama gibi) uygulanabilir.

Vücutta pek çok yerde oluşabilen kist tedavileri bu yöntemle tedavi edilebilir. Aynı zamanda alınan veya boşaltılan kistlerden elde edilen patolojik örnekler laboratuvar ortamında incelenerek kötü huylu olup olmadığı hakkında da bilgi sahibi olunabilmektedir. Buna ek olarak varis tedavisi ve karaciğer kanserlerinde de girişimsel radyolojinin sağlamış olduğu tanı ve tedavi imkanlarından sıklıkla yararlanılmaktadır. 

Girişimsel Radyoloji’nin kullanıldığı alanları şöyle sıralayabiliriz:

ATARDAMARIN TIKANIKLIKLARI

Kan damarlarında pıhtı oluşumu, ateroskleroz (damar sertliği) veya farklı nedenlere bağlı olarak damarlarda oluşan tıkanıklıklar oluştukları bölgeye bağlı olarak yaşamı tehdit edecek boyutta ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Ancak girişimsel radyoloji teknikleri kullanılarak teşhis ve tedavi edilebilmektedir. Anjiografi adlı uygulamada, yüksek yoğunluklu bir madde damar içlerine verilerek istenilen bölgelerin görüntülenmesi sağlanır. Bu şekilde tıkanıklık veya darlıklar tespit edilerek tedavi edilebilir.

ANEVRİZMA (DAMAR BALONLAŞMASI) ENDOVASKÜLER TEDAVİSİ

Girişimsel nöroradyolojinin en sık uygulandığı alanlardan bir tanesi de anevrizma adı verilen ve damar duvarında zayıflamış bir noktada oluşan baloncuk benzeri yapılanmaların tedavisidir. Damar çeperinde bulunan baloncuk, sağlıklı damar çeperleri kadar dayanıklı olmadığından kalpten pompalanan kanın basıncıyla patlayarak kanamalara yol açabilir. Bu durum beyinde veya kalpte oluştuğunda çok daha ciddi tabloların oluşumuna yol açabilmektedir. Uygun niteliğe sahip anevrizmalarda anjiografi ile anevrizmanın olduğu bölgeye ulaşılarak bir stent yardımıyla damarda baloncuğun yer aldığı bölgeye kan akışı engellenerek patlama riski ortadan kaldırılabilmektedir.

BACAK DAMAR TIKANIKLIKLARI

Yaygın olarak damar sertliğine bağlı olarak gelişen ve ileri yaşlarda daha sık olarak görülen bacak damar tıkanıklıkları, yürürken baldırda ağrı, ayak parmak uçlarında uyuşukluk, daha ileri durumlarda kan akımının azalmasına bağlı olarak parmaklarda yaralar ve kangren oluşumuna neden olabilir. Anjiyografi, balon, stent, aterektomi ve pıhtı temizleme gibi teknikler yardımıyla bacak damarlarında oluşan tıkanıklık ve darlıklar başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.

BOYUN ŞAHDAMARI (KAROTİS ARTER) DARLIKLARI

Tıpkı vücuttaki tüm damarlarda oluşabildiği gibi beyne giden ana arter olan boyun şahdamarında (karotis arter) da darlık ve tıkanıklıklar ortaya çıkabilmektedir. Karotis arterde gelişen tıkanıklık ve darlıklar sonucunda beyin fonksiyonlarının geçici veya kalıcı kaybı ile kısmi ya da tam felç (inme) gerçekleşebilir. Hastalığın temel nedeni damar sertliği sorunudur. Açık cerrahiye ek olarak anjiyografi ve stent yerleştirme uygulamaları yardımıyla tedavi edilebilir.

DİYALİZ FİSTÜL TIKANIKLARININ AÇILMASI

Diyalize giren hastalarda damarlar içerisine yerleştirilen fistüller içerisinde tıkanıklıklar oluşabilir. Bu gibi durumlar diyalize girmeye engel teşkil ettiğinden girişimsel radyoloji uygulamalarından yararlanılarak tıkanıkların açılması gerekir. Fistülde oluşan darlık, tıkanıklık ve pıhtılar tromboliz (pıhtı eritme), trombektomi (pıhtıyı dışarı çıkarma), balon ve stent gibi uygulamalar yardımıyla ortadan kaldırılabilir.

BUERGER HASTALIĞI

Özellikle sigara kullanan bireylerde daha yaygın şekilde görülen Buerger hastalığı, kollar ve bacaklarda bulunan küçük ve orta çaplı atardamarlar ile toplardamarları etkileyen bir periferik damar hastalığıdır. Hastalığın geliştiği bölgeye lokal anestezi ile uyuşturulan deriden kateter yardımı ile giriş yapılarak anjioplasti adı verilen damar genişletme tekniği yardımıyla hastalık tedavi edilebilmektedir.

MİYOM TEDAVİSİ (MİYOM EMBOLİZASYONU)

35 yaşın üzerindeki kadınlarda yaygın olarak görülen rahimde oluşan miyomlar kadınlarda ağrı, idrar yaparken zorlanma, adet düzensizliği gibi pek çok soruna yol açabilmektedir. Son yıllarda geliştirilen ve uterin arter embolizasyonu olarak da adlandırılan girişimsel radyoloji yöntemi yardımıyla miyomları besleyen rahim damarı tıkanarak miyomun yol açtığı sancı ve rahatsızlık hissi ortadan kaldırılabilir.

VARİKOSEL TEDAVİSİ

Kısırlık sorunu ile sağlık kuruluşlarına başvuran erkeklerin büyük bir kısmında görülen varikosel hastalığı, testislerde yer alan toplardamarların tıpkı bacaklarda oluşan varisler gibi genişlemesi şeklinde gelişir. Genişleyen damarlar testislerde ısı artışına neden olarak sperm hücrelerinin canlılığını yitirmesine, dolayısıyla kısırlığa yol açar. Mikrocerrahi yöntemleri ile uygulanan varikosel ameliyatı, kasıktan küçük bir kesi açılarak genişlemiş toplardamarların bağlanması şeklinde uygulanır. Bir diğer tedavi yönteminde ise kasık bölgesinden girişimsel radyoloji teknikleri yardımıyla giriş yapılarak, testisteki varisleşmiş damarların içerisine damarları tıkayan bir madde enjekte edilir.

ONKOLOJİ TEDAVİSİNE DESTEK OLAN İŞLEMLER

Girişimsel radyoloji yöntemlerinin fayda sağladığı bir diğer alan ise onkolojidir. Görüntüleme teknikleri eşliğinde alınan biyopsiler yardımıyla hastalarda ameliyata gerek kalmadan 15 dakika gibi kısa bir süre içerisinde tümörden örnek alınarak patolojik inceleme yapılabilmektedir. Bu sayede zorlayıcı kanser tedavisi süreçleri hastalar için daha katlanılabilir düzeylere getirilebilirken aynı zamanda iyileşme süreci de hızlandırılır.

DOĞRUDAN KANSER TEDAVİSİ YAPAN İŞLEMLER

Onkolojide tanı amaçlı uygulanan girişimsel radyoloji tekniklerine ek olarak doğrudan kanser tedavisi yapan teknikler de söz konusudur. Radyofrekans ablasyon, elektropolasyon, kemoembolizasyon, intraarteriyal kemoterapi, radyoembolizasyon, kemosatürasyon gibi yöntemler kanserli hücrelerin doğrudan yok edilmesine yönelik radyolojik uygulamalardır.

İĞNE BİYOPSİLERİ

Biyopsi, hastalık şüphesi bulunan bir organdan kesin tanı koyma amacıyla inceleme yapabilmek üzere doğrudan örnek alınması işlemidir. Ultrason veya bilgisayarlı tomografi gibi bir görüntüleme tekniği eşliğinde bir iğne yardımıyla biyopsi alınacak organa giriş yapılması ve örneğin alınması şeklinde gerçekleştirilen teknik, iğne biyopsisi olarak adlandırılır. Bu sayede kesiler söz konusu olmadan karaciğer, meme, lenf bezleri, prostat gibi pek çok organdan biyopsi almak mümkün olabilmektedir.

TEMEL DRENAJ İŞLEMLERİ (SAFRA YOLLARI VE İDRAR YOLLARI)

Girişimsel radyoloji yöntemleriyle uygulanan drenaj işlemleri ile safra yolları ve idrar yollarında meydana gelen tıkanmalar da tedavi edilebilmektedir. Tıkanmaya bağlı olarak ortaya çıkan sıvı birikmesinden kaynaklı akut sorunlar bu şekilde gerçekleştirilecek drenaj işlemi ile ortadan kaldırıldıktan sonra altta yatan soruna yönelik tedaviler de uygulanmalıdır.

KİST-APSE TEDAVİLERİ

Vücut içerisinde biriken bir sıvı, radyolojik görüntüleme ile tıpkı biyopsi işleminde olduğu gibi tüp şeklinde bir iğne yardımıyla gerçekleştirilebilir. Bu şekilde gerçekleştirilen drenaj işleminde, apseler ve içi sıvı dolu kistler başarılı bir şekilde boşaltılabilmektedir. İşlem radyolojik görüntüleme eşliğinde yapıldığından söz konusu bölgenin yeri net bir şekilde tespit edilerek drenajın gerçekleştirilmesi mümkündür.

Bu tedaviler ameliyathanede yapılmaz. Ya anjiyografi odasında ya da normal tedavi odalarında yapılır. Girişimsel radyolojinin açık ameliyatlara göre avantajlı yönleri şunlardır:

  • Genellikle anestezi (narkoz) gerektirmez.
  • Sadece bir iğne deliğinden yapılır, vücutta bıçak izi olmaz.
  • Hastalar genellikle aynı gün evine gönderilir.
  • İşlemler daha kolaydır ve işleme bağlı riskler daha azdır.
  • Normal hayata dönme süresi çok daha kısadır.

Eğer siz de girişimsel radyoloji uygulamaları gerektiren herhangi bir hastalığa sahipseniz, alanında uzman hekimler tarafından son teknolojiye sahip ekipmanlar kullanılarak radyolojik işlemleri titizlikle gerçekleştiren bir sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz. Bu sayede hem hastalığınızın tanı ve tedavisinde başarı oranını artırabilir, hem de uzun süreler boyunca hastanede yatmanızı gerektirecek operasyonların önüne geçebilirsiniz.